Sana veda ettiğimde, yine bir menekşe aldım. Mor olanından. Hani şu küçük bir saksıya yalnız başına dikilen, sonra solsun diye beklenen, rengi solmayan ama bir gün ansızın kaçıp giden, işte o menekşeden aldım.
Ama bu sefer içimden bir dilek tuttum. Dedim ki, sen gitmezsen menekşe, ben de gitmem. Sen kal, ben de kalayım. Eğer uslu durursan, bu bir veda olmayacak.
Sana veda ettiğimde, yarım bıraktığım bütün öykülerimi bir daha okudum. İyi ki yarım kalmışlar dedim. Sonra, hepsini birbirine bağladım ama hep aynı cümleyle: “Keşke farklı olsaydı, belki de böyle:”
Saçlarımı kestirdim, kırmızıya boyattım. Menekşenin bir yaprağını kopardım..
Bir şişe kırmızı şarap, bir paket gitane aldım. Filtresiz.. Bütün pencereleri kapattım, ışıkları söndürdüm. İçim daraldı, tekrar açtım. Sezen’in son şarkılarını dinledim. Aklıma çok eskiden duyduğum bir söz geldi: “Aşk, Sezen şarkılarını anlamaktır” Bi\'nane anlamadım ama sevdim, çok sevdim. Yaşlanıyorum ya, normaldir dedim.
Sana veda ettiğimde, kendime bir web sitesi yapmaya karar verdim.
www.liladee....
Ne gereği var dedim, bıraktım.
Evdeki gofretleri bitirdim, çöpü kapıya koydum. Menekşenin iki yaprağını daha kopardım.
Bir arkadaşıma, “Noolacak lan benim bu halim?” dedim. “İyisin iyi, devam et” dedi. Sonra birlikte taa Kadıköy’e kadar yürüdük. Beşiktaş iskelesinin yanında ben biraz ağladım, açıldım. Yemek yedik, dinlendik. Gece oldu, dönmedik. Çok geç oldu, sarhoş olduk.
Eve geldim, makyajımı temizledim. Menekşenin bir yaprağı daha gitti..
Sana veda ettiğimde, mavi aynı mavi, hava güzel, kedi yine huysuz, türküler yine aynı türkülerdi.. “Erzurum çarşı pazar, leylim aman aman”.. Ama bu sefer hiç yüz vermedim.
Küçük harflerle başlayan cümlelerimi düzelttim, sonlarına tek nokta koydum. Küstüler bana, özür diledim. Hiç tanımadığım insanlara mail yazdım, iki nokta üst üste koyup bir de parantez kapattım. Canım sıkıldı, yeni bir kitap okumaya başladım “Rüyalar, masallar, mitoslar”.. Makarna yaptım, pazartesi diyete başladım, annemin ördüğü atkıyı taktım boynuma, son moda bağladım.
Yan komşuma merhaba dedim, kadın şaşırdı. Utandım.. Menekşenin son yaprağını da kopardım..
Sana veda ettiğimde..
Sana veda ettiğimde, “Oh be!” dedim. Sonra shockhaber’e bir bakayım dedim, baktım bir soru: “Dünya’ya en yakın yıldız hangisidir?”.. “Alfa Century, 4 ışık yılı” dedim. Meğer güneşmiş.. Bildiğimiz güneş. “Kesin salaksın sen kızım” dedim.
Küçük saksıyı atmaya kıyamadım, sakladım…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder