İnsan ırkı Dünya'da hüküm sürmeye başlarken ilk özlü sözünü söyledi gitti:
"Çocuklar bizim geleceğimizdir!"
Sadece güdüleriyle yaşayan hayvanların da pek yerinde bir tespitle ve yine sadece güdüleriyle anladığı gibi, bu tespit pek yerinde bir tespitti. Bir ırkın devamı, bir soyun bekası, o neslin çocuklarının yaşamasıyla, büyümesiyle, gelişmesiyle ve bildiği, gördüğü, biriktirdiği ve sakladığı her ne gerekli - gereksiz bilgi varsa hepsini bir sonraki kuşağa aktarmasıyla mümkündü.
Mümkünse, evet en mümkün olanı bu: Mümkünse, duygularını da aktarmalıydı! Ne hissetmiş bu insan evladı ateş yakarken? Şimşekler çakarken ve tanrılara kurban ederken, edilirken? Canı en çok ne zaman yanmış?
Çocuklar, geleceğe kodladığımız mesajlardır. Geleceğe bıraktığımız mesajlardır. Çünkü onlar bu çağın, bir sonraki çağa yolladıkları elçilerdir. Ve, zeval olan elçileridir. Başları yanar doğru kodlanmamışlarsa, çocuklarının da başlarını yakarlar.
Bu çağın çocukları geleceğe ne kodluyor peki? Göz ve gönül belleklerine yazdıkları idam görüntülerini mi misal? Sanal alemin her gerçeği ezip geçen renkli süslü gerçeğini mi? Yükselen trend milliyetçiliği mi? Markaların imajını, savaşların seyir keyfini? Dön dolaş aynı merada otlamanın yeşil, yemyeşil huzurunu mu?
Anılarımızı bile bırakamıyoruz çocuklarımıza. Çünkü anılar kirlenmiş, Dünya gibi. Çocuklar geleceğimiz öyle mi? Devlet yurtlarında bile tacize uğrayan çocuklarımız? On yaşında onlarca sabıka kaydı olan çocuklarımız?
Hangi çocuklar bunlar? Susam Sokağı'nın Kurabiye Canavarı'na, küçük mavi yaratıklara sevdalı olanlar mı? Ya peki bir günlük silah alışı-satışının getirisiyle altı yıl boyunca karınları doyacak Afrikalı çocuklar? Şirinler'i bilmeyenler.
Çocuklar geleceğimiz, umudumuz..
Peki..
"Çocuklar bizim geleceğimizdir!"
Sadece güdüleriyle yaşayan hayvanların da pek yerinde bir tespitle ve yine sadece güdüleriyle anladığı gibi, bu tespit pek yerinde bir tespitti. Bir ırkın devamı, bir soyun bekası, o neslin çocuklarının yaşamasıyla, büyümesiyle, gelişmesiyle ve bildiği, gördüğü, biriktirdiği ve sakladığı her ne gerekli - gereksiz bilgi varsa hepsini bir sonraki kuşağa aktarmasıyla mümkündü.
Mümkünse, evet en mümkün olanı bu: Mümkünse, duygularını da aktarmalıydı! Ne hissetmiş bu insan evladı ateş yakarken? Şimşekler çakarken ve tanrılara kurban ederken, edilirken? Canı en çok ne zaman yanmış?
Çocuklar, geleceğe kodladığımız mesajlardır. Geleceğe bıraktığımız mesajlardır. Çünkü onlar bu çağın, bir sonraki çağa yolladıkları elçilerdir. Ve, zeval olan elçileridir. Başları yanar doğru kodlanmamışlarsa, çocuklarının da başlarını yakarlar.
Bu çağın çocukları geleceğe ne kodluyor peki? Göz ve gönül belleklerine yazdıkları idam görüntülerini mi misal? Sanal alemin her gerçeği ezip geçen renkli süslü gerçeğini mi? Yükselen trend milliyetçiliği mi? Markaların imajını, savaşların seyir keyfini? Dön dolaş aynı merada otlamanın yeşil, yemyeşil huzurunu mu?
Anılarımızı bile bırakamıyoruz çocuklarımıza. Çünkü anılar kirlenmiş, Dünya gibi. Çocuklar geleceğimiz öyle mi? Devlet yurtlarında bile tacize uğrayan çocuklarımız? On yaşında onlarca sabıka kaydı olan çocuklarımız?
Hangi çocuklar bunlar? Susam Sokağı'nın Kurabiye Canavarı'na, küçük mavi yaratıklara sevdalı olanlar mı? Ya peki bir günlük silah alışı-satışının getirisiyle altı yıl boyunca karınları doyacak Afrikalı çocuklar? Şirinler'i bilmeyenler.
Çocuklar geleceğimiz, umudumuz..
Peki..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder