23.1.09

Ben robot, sen robot


Asimov bu konuya kafasını bir hayli takmıştır.

Dünya'dan başka gezegenlere ilk yerleşenlerin en vefalı yardımcıları robotlardır. Bir gezegeni, daha o gezegene insan adım atmadan adam eden onlardır. Kişi başına düşen robot sayısı, gelişmenin en bariz örneğidir.

Ve fakat,

bu insanlar her riskli işlerini robotlara havale ettiklerinden, hatta çocuklarının bakımını bile dadı robotlara bıraktıklarından, kendilerine kalan o bol zamanda yaşamlarına yaşam katacak işlerle meşgul olurlar.

Sonunda bilim teknoloji tıp vesaire, öyle bir hale gelir ki, yaşamları çıkar kemiksiz 300 yıla.. Dünya yılları hesabıyla.

Sorun yok gibi duruyor değil mi? Adamlar 300 yıl yaşıyor, her işlerini robotlar görüyor. Hani utanmasalar robotlarla "seviyeli birliktelik" bile yaşayacaklar.

Ama kazın ayağı usulüne uygun durmuyor Asimov'a göre. Çünkü bu insanlar, o pek kıymetli 300 yıllık ömürlerini tehlikeye atmaktan kaçınıyorlar. Hani iki gezegen daha keşfedelim, şu galaksiye bi yayılalım dertleri kalmıyor. Kim uğraşacak ilkelle yabanla? Robotları bile bir asilleşiyor ki sormayın!

Hem bunların gayet steril, mikropsuz, virüssüz yeni dünyaları var. Bir çıksalar dışarıya, nezle bile kanser olacak bünyelerine. Velhasılı, tıkılıp kalıyorlar o 300 yıllık yaşamlarına ve ezberi kuvvetli robotlarına.

Sonra ne mi oluyor?

Asimov'a göre, insan doğası bu zulmü kaldıramıyor.

İnsan bu, doğa dururken ne işi kalmış sağla solla.. Ortalamayı tutturup, yok oluyor.

Ama Dünya'da kalan ve çelik mağaralarında milyarlarca nüfusuyla üst üste, robotsuz ve böcek misali yaşayan diğer insanların kaybedecek 300 yılları yok.

Galaksiye onlar sahip oluyor..

Kıssadan hisse: Robot en asil duyguların makinesidir efendim.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin