29.4.09

Arıza

Artık en çok sözlük'te oluyor bu. Kendini tekrara geçen yazarları okumuyorum. "Artık" diyorum, çünkü, köşe yazarlarını sadakatle takip etmeyi bırakalı hayli zaman oluyor. Sanki yıllardır hep aynı şeyleri söylüyorlar. Memlekette hep aynı nakarat okunuyorsa, zamanının tanığı olan bu yazarların da hep aynı teraneyi okuması garip değil aslında. Ama işte, ben bıkmışım. Bir tür okul gibi onlar. Cumhuriyet gazetesi gibi aslında hepsi. İlla ki okuyup mezun olmak gerekiyor. Sonra istersen pilav gününe git.

Bu kendini tekrar faslında kimsenin benim elime su dökecek hali yok, o ayrı. Yani millete çemkirirken aynadaki aksime naz etmiyorum. Bakışlarımı kaçırmamın nedeni işve hevesi değildir, okumuyorum artık kendimi, utanıyorum. Böyle nedenlerle gelme bana diyorsanız, beni bir köşeye tek ayak üstüne dikiniz. Ezbere havale edilecek neyiniz varsa bana angarya deyu veriniz, yazar ve silerim.

Peki nedendir bu tekrarlar? Neden şu kredi kartı reklamları gibi o-la-mı-yor hayatlarımız, hiç değilse, kanuni izin haftalarımız boyunca? Bir yerlerde bizimle çok fena kafa bulan birileri mi var, yoksa, bizlerde kafa mı kalmadı? Belki de umurumuzda bile değil kendimiz? Kaldı ki tekrarına itiraz edelim. Farkına bile varmıyoruz değil mi? Aynı şeyleri söyleyip, aynı şeyleri yazıp, aynı yazıları okuyup ve hep aynı düşüncelerin sığınağında korkuyla bekliyoruz, Godot'yu bile, bilmeden.

Kopyala ve yapıştırlarımız var bizim,
çok üşeniyoruz.

Şimdi ben yine o kötü kalpli, salak deniz cadısı olmak istiyorsam, Hedrik'i özlediysem, kaç canım kalır geriye mario, kendini tekrardan müebbete meyilli?

LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin