23.1.09

Ahmet Kaya, her zaman...

Not: Bu yazı Ahmet Kaya'nın ölümünden 4 yıl sonra yazıldı geçen zaman içinde bi çok sitede yayınlandı ve sonunda arşiv blogumda yerini aldı.. Asıl mevzu şudur ki, yine yine: "Ahmet Kaya, her zaman.."

...........................................................


"Özlemekmiş oysa sevmek"

Ahmet Kaya'dan dinlerdim. Kim yazmış bilmiyorum, şu saatte çok da önemi yok.

Hasan Hüseyin'in galiba. Neyse.

Belki şiirin adı da bu değil, başka bir cümledir, ne fark eder?

"Savrulup gitmek varmış ayrı yörüngelerde" Ha belki de budur ismi.

Ama diyor ya, özlemekmiş oysa sevmek.
Ne fark eder?

Sevmediğini, sevemediğini niye özler ki insan? Laf işte. Alışkanlığın özlemesi değil bu, yokluğu hissetmenin, yerine koyamadıklarının özlemi.

Her şeyi bir yana bırakın da, hayat bu, insanlığın hallerinden bu, bu adam hiç mi duygularınızın elinden tutmadı? Çok mu kolay "Şerefsiz!" demek? Kelimelere, hatalara, insanı insan yapan saçma sapan şeylere takılıp kaldık. Ben onu her dinlediğimde, sesini duyuyorum. Sadece bana verdiğini.. Benim elimden tutuyor..

"Masum değiliz, hiçbirimiz"

Ahmet Kaya'yı uzun zamandır tanıyorum. Sesini, yüzünü biliyorum. Türkülerini ve asiliğini. Onu tanıyorum ama hiç görmedim. Onu tanıyorum ama hiç konuşmadım. Onu tanıyorum, çünkü dinliyorum.

Unuttuğumu sanmayın, bir süredir dinlemediğime bakıp da aldanmayın. Bu gece yine onu dinliyorum, çok eski bir kasetten. O kaset, kasetler! Yıllardır bende. Çıktıkları zaman almışım, hayret başlarına bir iş gelmemiş, saklıyorum. Kıyamam, atamam, bozamam, tozlanmalarına, yok olmalarına dayanamam.

Her şeye başkaldırmanın hormonlarla düzenlendiği yıllarda onunla başkaldırdım. Aşık oldum, ne hikmettir bilinmez onu dinledim. "Sıkar başıma giderim" dedi, alıp silahı saydırasım geldi kopasıca kafama. "Yorgun demokrat"ı babama dinletebilmek için ne tuzaklar kurdum bilemezsiniz. Çünkü bildiğim tek yorgun demokrat babamdı, ama sevmezdi Ahmet Kaya'yı. Ya da ben öyle sanırdım.

Ne zaman kırılsam, üzülsem, yok olduğumu hissetsem. Ne zaman kaçsam beni delirten ben'e. Ne zaman "Top gitti yatağın altına, gitti top! yok artık" desem, gözümün önünde olmadığı için, saklandığı için, gerçekten yok olduğunu düşünsem, ah keşke gerçekten düşünebilsem. Ve ne zaman kendimi kandırsam, Kanerin'e gerçekten gitmek istesem ve gitsem. "Beni buralarda arama anne" dinlerdim. Ya da aklımdan geçerdi öylesine.

Onu hiç yargılamadım, hiç mahkum etmedim yıllara, parmaklıklara, dikenli tellere. Onu hiçbir zaman kovmadım toprağından, ve hiçbir zaman ona "Sus!" demedim. Neden bilmem, onda hep bir çocuğun neşesini, çatapat gibi öfkesini, hüznünü ve yaramazlığını buldum. Kim onun gibi "Mavi" diyebilir ki? Ya kim unutur tabancasını helada, onun sesiyle. Kim?

Montaj koridoru. Ara vermişiz işe, bir sigara içip döneceğiz. Kayıt odasından biri fırladı dışarıya, "Ahmet Kaya ölmüş" dedi. O zamanlar Med tv idi sanırım, sürekli Ahmet Kaya konser kaydı yayınlamaya başlamış, bizim tv kanalı da kayıt halinde. Haberde kullanmak için görüntü lazım malum, elde belli ki dişe dokunur Ahmet Kaya görüntüsü yok. Birisi "Geberdi iyi oldu!" dedi.

Sonra ne oldu bilmem bacak kadar bir çocuk "Ah vefanız kadar yanlış, mümkünse farz edin yaşamamıştır" diye başladı söylemeye. Sadece bir ses. Ahmet Kaya bunu söylediğinde daha doğmamış olduğunu, o ince, titrek sesi anlatıyor yeterince. Söyleyecek bir şey yok. Sonra, birer sigara daha yakıldı. O zamanlar koridorda sigara içebiliyoruz, daha yasak gelmemiş dumana. Sonra, bir ses daha, bir tane daha. "Kan kurşundan silinince kardeş olur eller bana" ama en çok "Beni buralarda arama anne"

Bir sigara içimlik anma, bir sigaralık "Yorgun Demokrat". Sonra herkes döndü işinin başına, "Geberdi!" diyen de.

Ve ben.. Ne zaman canım sıkılsa, ama gerçekten sıkılsa. Ne zaman alıp başımı gitmek istesem ama kılım kıpırdamasa, ve ne zaman bir anıya sarılmak istesem, o anıyla uyumak ve hiç uyanmamak istesem. Onu dinliyorum. Ahmet Kaya, her zaman.



3 yorum:

stuven dedi ki...

o zaman bir de ''hüseynik'' dinlemelisin ahmet kayadan...

stuven dedi ki...

bahsettiğim şarkı telgrafçı arif diye de geçer...

adk dedi ki...

hatırladım, buldum bi yerlerden dinliyorum şimdi.. sağol stuven, çok iyi oldu bu..

LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin