"Anneannemin fotoğrafları eskidir misal."
Zaten benim için eski demek, eski fotoğraflar demek.
Çocukken bir yerde, bir an eski ile, eski fotoğrafları örtüştürmüşüm. sanırım bir fotoğrafa bakmışım ve anneme “bu ne?” diye sormuşum, annem de “eski bir fotoğraf” demiş. Tabii bundan kesinlikle emin olmam mümkün değil. Şimdi algı tarihime bi göz atıyorum ve neden eski denilince aklıma sadece eski fotoğrafların geldiğine dair, tek kayda değer açıklama olarak bunu buluyorum. çok da önemli değil aslında.
Ama bak misal, “eskidendi, çok eskiden”, önemli.
Çünkü orada diyor ki, “daha çerçeveler boşken…”
Yani daha eski olan hiçbir şey yokken.
çok eskiden.
Anneannemin en eski fotoğrafı bir dikiş makinasının yanında çekilmiş. Yıl 1933 galiba. Fotoğrafta sadece anneannem yok, bi çok kız var. Yaşları da en fazla 18-19 gibi. Hatta belki daha küçükler. Meslek kursu gibi bi şeye katılmışlar. Yıl falan takribi tabii, çünkü ne zaman anneanneme doğum tarihini sorsak, “Rus Erzurum’a geldiğinde kırk günlük bebekmişim” derdi. Ee nerden biliyosun gününü falan desek, annesini şahit yazardı iddiasına. Annesi galiba bu fotoğrafın çekildiği yıl ölmüş. Anneannem o zamanlar yeni evliymiş, dedem ilkokul öğretmeni bir eski asker. Demek o zamanlar her şey daha bir yeniymiş. Heyecanlar bile yeni. Yeni bir dikiş makinesi, kızların kılık kıyafeti bile Erzurum’un şu gününden yeni. Ama fotoğraf çok eski.
Evine alınan en lüks eşya bir lambalı radyo, dedem ajans dinliyor malum, bir de dikiş makinesi. Yepyeni çok modern bir makine. Ayakla basılan bi pedalı var, koskoca masa gibi bi şey. Çok da zarif, çok yeni. Çocukluğumun en eski anneanne evi hatırası.
Önünde böyle bastırıp elini çekince öne doğru açılan minik gözleri olan bir bölümü vardı. Şimdi bölüm falan diyorum ama garip bi şeydi işte. Çekmece desen değil, bi garipti hakikaten. Düz dururdu, sonra doksan derece yere yapışırdı. Bi ton kutu açılırdı önüne. Düğme koy içine, iğne koy, iplik koy. Hatta patron çıkarmaya yarayan sabun koy. Eskimiş sert sabun parçalarıydı onlar, hatırlıyorum. Dikilecek giysinin kağıttan kesilen model patronunu kumaşın üzerine koyar, dikiş payını bırakıp, kesicek yerini belirtmek için çevresinden çizerlerdi bu sabunla. Neyse işte, şimdi bu anı bile fotoğrafın kendisinden eski.
Son doğum günümde eski fotoğraflarımı bulup çıkarmış, bilgisayarımın hafızasına bi şekil yüklemiş ve tarihe not düşmüştüm, “eski fotoğraflarım” diye. Şimdilerde antika sayılan bir T cetveli ile bi şeyler çizmeye çalışıyorum. Say ki bir tür meslek kursu gibi bi şey. Yeni hayatım.. Eski fotoğrafım.
Eski bir fotoğraf albümden, yeni bir bilgisayar dosyasına..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder